17 Şubat 2009 Salı

kişinin ardına düştüğü şey

İçi dolu dolu umutla Avustralyadan uçağa binen Sinclair'in adımını uçağa atmasından şu ana kadar geçen sürede yaşadıkları Avustralyadan başlayan yolculuğun ilk anlarında aklından geçirmek istemediğinin aynısı şeklinde ilerlemiş, İzmirde geçen 10 günde mide ağrıları yüzünden hastanede geçirdiği bir kaç gün ile biraz daha zehir olmuştu. Sinclair tam da şimdi kızkardeşinin evinde şu anı yaşıyor. uzun macera dolu denebilecek yoğunluktaki bu yolculuğun getirdiği nokta hayal kırıklığı ve yeni bir ülkede bulunmanın verdiği rahatsızlık ile narin hassas vucudunu daha da hasta yapmış. yapmış etmiş diyorum fakat tanıdık biri olan Sinclair'in iç dünyası ve dışardaki dünyasında neler olup bittiği ile ilgili detaylı gerçek bir bilgiye sahip olamıyorum, bilmiyorum, varmış gibi olmuş gibi yapıyorum. bu konuda sorulan hemen hemen tüm sorulara "bilmiyorum ki" demem bence çok normal, başkalarından cevap alamamak bence de anormal. bu durumu da her fırsatta yazarken yazıyor konuşurken söylüyorum. ne yapayım bazan savsaklıyorum. evet gelelim Sinclair'in hikayesine. kızkardeşinin evine dün akşam geldi. rahatsız bir kanepede geçen kötü bir gecenin ardından olup bitenleri kahvaltı masasında anlatmaya başladı. midesi yüzünden bir şey yiyemiyor. kötü görünüyordu. kızkardeşi onun için çok üzgündü, yemesi için önüne tabakları yaklaştırıyor maalesef erkek kardeşi birşey yemiyor çay içiyordu. arada sırada çalan telefonlar konuşmalarını bölüyordu. bir kızkardeşi sonra bir diğer kızkardeşi arıyor olan biteni soruyordu. bu kızkardeşi de "henüz ben de bilmiyorum konuşuyoruz" diyor telefonu kapatmaya çalışıyordu. hikayeyi tam olarak ben de bilmiyorum o arada ben de telefonla arayıp "ne olmuş" diye konuşmalarını bölmüşüm, kızkardeşi de "bilmiyorum" dedi telefonu yüzüme kapattı:(

Hiç yorum yok: