CIVIL DISOBEDIENCE
Bir afro amerikan anma şubat ayında, bir gün tunus caddesinden o soğukta başladım yürümeye, bir kaptırmışım kendimi kafamı bir kaldırdım tunus caddesi bitmiş. "napıcam şimdi" diye bir an çıkmaz bir sokağa girdiğimi sandım. işte o an kafamı önümden yana çevirdim, tubitak binası. tübitak yapmadığını yapıp bir koridor ve merdivenle atatürk bulvarına yol açmış onu hatırladım ve gördüm. hemen ordan sıvıştım bulvara. bulvardan yukarı doğru üstümde parkam kafamda tüylü kapşonumla elim cebimde yürümeye devam ettim. yol boyunca lincoln ü değil henry david thoreau yu düşündüm sonra kafamı kaldırıp yıldızalara baktım yok bakamadın bir tane bile yıldız yoktu. thoreau da yoktu. anma töreninin yapılacağı salona girdim, sessizce yerime oturdum. bir süre sonra amerikan elçisi girdi "hi" değil ben "hey dude" diye selamladım kendisini. salon melting pot olmuştu adeta, siyahlar, beyazlar, türkler, minnetonkalarımla ben. bir kızılderili kızdan farklı değildim adımda "kaynayan tencere" idi. afro amerikan yazar ve şairlerden parçaları, şarkıları dinledim ruhuma değmiş gibi oldu. melting potta eriyorum diye düşündüm sonra evdeki sıcak tarhana çorbam geldi aklıma tereyağlı, mis.