Yine kıpır kıpır bir bahar sabahından merhaba, dışarda baharmış gönlünüz kışmış geçin bunları.
Romeo kara bir bok sineği idi, juliet ise romeo nun vızıltılarına aşık bir bok böceği. ortak yönleri ise pek tabii boktu. biri uçar biri bakar biri üstüne konardı gel zaman git zaman bu imkansız aşk başlarını döndürmüş olacak ki bu ikili, imkansız aşk sandıkları şey yüzünden oysa bu bir aptallıktı, kıpırdayamadı kaldılar öyle. işte o ana kadar olan bitenler hikaye oldu ve nesilden nesile boktan böceğe ordan sineğe ondan da bir kelebeğin kanadından shakespeare juliet inin burnuna kondu. Juliet uyandığında seyircilerden şu soru gelmişti, romeo ve juliet siz misiniz.
Arabadaydım, önde. kristal yüzüğüm nasıl da parlıyor tanrım bu ne, ne büyük bir aşk bu aman tanrım derken o sesi ben de duydum "romeo ve juliet siz misiniz" işte o an ben de durdum. büyük ve imkansız aşk zehirledi bizi, kımıldayamadım. sonrada araba güm!!!
1 yorum:
ehehehe romeo ve juliet en boktan hali olsa gerek...
Yorum Gönder